3 Ocak 2016 Pazar

canlı hayvan fiyatları ve türk tarihi bilgiler

canlı hayvan fiyatları ve türk tarihi bilgiler

 en güzel bilgileri yazan canlı hayvan fiyatları dediki Bu kültürde “öteki” pek yoktur. Varsa da olumsuz birinuj j,],, Trafikte araç sollamanın sonunda çıkan cinayetler •!«. yeri tartışmalarının yine cinayetle sonuçlanmasındaki temel nedeni^ Garip bir namus anlayışı vardır; Her türlü yolsuzluğu rüşveti “yükselmek için” normal sayar, ama toplumu düzeltmek ıçm, söz eder. \
Psikolojik yapı itibarıyla zalimdir ve bütün zalimler gibi koritılnjc tidarın her türlüsüne saygı gösterir. ^
Akrabalık ve hemşehrilik bağlan, işine yaradığı için önemüdır ^ hepsel ilişkiler, toplum içinde tutunabilmek ve yükselebilmek için,
İlk ve hemşehrilik ilişkileri gibi önemlidir.
Bu “arabeskleşme”, dili, dini, müziği, edebiyatı, yani her turlu kültürel yaşam özelliğini bozar, deforme eder, sloganların içlerini boşdı, Cehaleti dolayısıyla, her türlü kalitenin düşmanıdır.
Ekonomik nedenlerle, tirajlar yoluyla basını, “reyting” yoluvla da denetler.
Zaten siyasal eklemlenme daha önce de anlatıldığı gibi, düzenin nonn-mesi haline gelmiştir.
Böylece, tüm toplüm, siyaset ve medya aracılığı ile “arabeskleşmekledir Kimileri bu oluşumu, “demokrasi” ve “popüler kültür” adına yucdlıı Oysa, Türkiye gitgide çıkarcılığın, rüşvetin, kalitesizliğin, çetelemi,laı gın bataklığına gömülmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin yazgısını kentlerin, kentlerin yazgısını‘İn dışı alanlarda yaşayanların ” yani gecekonduluların, gecekondululann jışt “yükselen hanelerin” belirleyeceğini, bu belirlemenin ise, yasûdifılığı,yajım». diren, kalitesizliği egemen kılan, giderek, bir “temsili demokrasi knzı yem r-melerin zincirleme reaksiyonunu ateşleyeceğini söyleyebilirim.
Son yıllarda, arabeskleşmenin siyaset ile eklemlenmesi sonunda, metket» na dayalı cemaatler ile, etnik kökene dayalı örgütlenmeler, ‘ yükselenhtaeie temine egemen olmaya başlamıştır,
İşte bu süreç tamamlandığında, yani, “kent hukuku dışındaki alanlar ve ırk esasına dayalı bölünmelerin odakları olduğu zaman, buralardaki tüm ülkeyi pençesine alan felaketler haline dönüşecektir.
Bu felaketleri bir ölçüde de olsa engelleyebilmenın tek yolu GdyM> ettiği, yerel yönetim reformunun gerçekleştirilmesidir (Göymen, 1997
açıklanan mekanizmalarla “yükselen ailelerin” denetimine gınn" y«Mt konionktürün böyle bir atılıma izin vereceği çok kuşkuludur.
bir yere taşınırlar. Böylece, ayrı çatılar altında yaşamakla birlıktf,k,^ rabalar ekonomik ve toplumsal bir birlik olma niteliğim surdurürlet t ” larda gençler, yaşlandıkları için çalışamayacak duruma gelmiş buyui, mini da üstlenirler (Hinderink ve Kıray, 1970:187-188; Magnarellt mi durumlarda ise, ana-baba ailesi, yeni evlenen gençlere yardım edt. Babanın ölümünden sonra, toprağın geri kalanlar arasında br,!..-açan yasal durum, yeni evlenen gençlerin geniş aileden kopma ned», rıdir. Babanın ölümünden sonra toprağın bölünmesi, kentlere dogp. de yöl açmaktadır (Yücel, 1970:13). Fakat, kente göç edilen duramls'-j. de kalanların işleyebilecekleri büyüklükte bir toprağın korunmaınaı rülüyor. Yasal etkilere ek olarak, yüksek nüfus artışı, tarımın çağa. öğeler de kırsal ailenin yapı değiştirmesinin ardında yatan nedenlerdir
Özellikle kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve kırsal alanlanr ekonomisi ile bütünleşmesi, kırsal alanlardaki aile yapısını dabüjıık. İçmekte ve hem aile içi ilişkiler hem de tüketim normları açısından doğru bir gelişnıeye yol açmaktadır.
Bütün değişmelere karşın, köy ailesi, tarımsal üretim yapan birbın-teliğini hâlâ, bir ölçüde korumaktadır. Her ne kadar, tarımsal ürttımb!; büyük işletmeler gittikçe çoğalıyorsa da, aile işletmeleri yine detanmdaiııifc üretim birimi niteliğini sürdürmektedir. Kırsal alanlarda yaşayan ailelenr. tarımsal üretimi sürdürmek için ailenin birlik ve bütünlüğünü konıımk ■ gınin bilincine sahiptir. Bu nedenle, birbirleriyle çatışsalar bile, tanmsah-^ için gerekli olan ilişkileri bozmamaya özen gösterirler (Stirling, 1%5«* kuşkusuz tarımdaki üretim biçimi kırsal aileyi büyük ölçüde etblemektaL ragın bölünmesi, makineleşme, pazar ekonomisi ile bütünleşme, kentim: öğeler, köy ailesini büyük ölçüde etkilemektedir. Ülke çapındaki kentleş» ekonomisinin kırsal alanları da egemenliğine alması ve kitle iletişim ıtıüs yaygınlaşma, bir yandan göç yoluyla kırsal alanların boşalmasına yol açiS, yandan aile içi ilişkilerin de çözülmesi sonucunu doğurmaktadır.
EŞ SEÇİMİ: BABANIN KARARI
Kırsal aile içinde, çocukların eş seçimi konusunda, karan genellikleli Erkekler için ortalama evlenme yaşı 20, kızlar için 17 dolaylarındadır (*, olarak gelin ve güvey, evlenmeden önce yalnız buluşma olanağına sahşüıp 1er Oğlan tarafından bir akraba, genellikle yaşlı bir kadın, kızı, aılesınasıS ye gider Kız tarafının yanıtı olumluysa, bu, belli bir gecikmeden sonra İma bildirilir. Aileler arasında hediye alışverişi yapıldıktan sonra, mşan» ” mlleşir. Evlenme sırasında “imam nikâhı” ile birlikte artık “medeni nı.W^ pıimaktadır Düğün, genellikle, erkekler ve kadınlar
e*eâevvl kum Aik-MnT "h«flık’ oUrâk belli hır p«ra. f da maJ ûdenmeu pe ^ HMunk atalmakla birlikte köylerde bugUn de egemendir (Timur, ,.*sıV \*aWx. Kunta>. Revarıt. Madenoglu, 1492:103). Kimi durumlarda, gU-bafbk parasını ka/anmak i\in kente gider ve bir daha geriye donırter ^ı^âmudarda ise. kın kayınvermek bir ^OzUm yolu olarak belınr (Yaaa, 'İT Fakat, kırın ailesi kanırmayı onaylamarıp. resmi makamlara bayvu-favcv asias'inın cezası ağır olur Hu ytlzden başka yollar aramak yerme, og baştan betti bir başlık parası ödemeyi yeg tutar Kimi yerlerde lae. sım-a-tAftk ku kaslıma, evlenme töreninin bir parsasıdır !la|kk parası aslında kadının toplumsal guvenlıgı ile de ilgili bir işleve sahiptir '.*'1 :.'9)
l,,Nalc9 ataerkil olduğundan, kadın genellikle erkekle aynı haklara sahip de-lltr Fakat. kan$ıs-la esienmek için, onun ailesine belli hır ödeme yapmış olan dk aM iaha bir Özenle dasTanmasa bile, his değilse, boşanmadan Önce, bu liMİmtiiiı düşünecektir. Kırsal alanlardaki boşanma oranının düşük olması-• acMmııden bin de, buvuk bir olasılıkla başlık geleneği olabilir (Levinc,
nM »t* YAPI: ^TTITDIŞINA GİDEN BOialN ETKİSİ
Tmdık] asık ve gizli işsizlik sonucu, erkeklerin kentlere ve yurtdışına gıtme-skndıiryı de etkileyen bir olaydır. Kente giden erkek kimi zaman yeni bir işle ■gac. ıcaı bir eş de bulmaktaılır. Eskiden, genellikle, bırbinnden haben olma-■ iıam eş ile ilişkiyi sürdürmek olanağı da vardı. On beş yirmi yıl Önce kent-mpf, «CH başladığı sıralarda, olduksa sık görülen bu uygulama, artık iletişim oianaklanran artması sonunda olduksa azalmıştır. k*d«CM bir uygulama ortaya sıkmaktadır. Yurtdışına s>kan ışsı, gende ka. •AMcbdunak ısın belli bir parayı köyüne yollar. Fakat geleneksel ataerkil ai-ı^n gade, kachn parayı yönetme hakkına sahip değildir. Bu nedenle, para. Bfeepm. ya da genellikle bir akrabaya yollanır Boyiece, ışsının köyde kalan «a MAane para yollanan kışının evme taşınır. Küm durumlarda, aynı koy-tKlain sok işçi, ailesine bakılması isin aynı kişiye para yollar. Mis kuşkusuz atna ancak kadmın salışmasana ve parayı voııetmeainc izin verilmeyen geie-Merde daha sok gOrulur.
kaokiada bir uyan gcreklıdar. Köyden dışan gos. tek başına, aile yapısını et •kaa Mtt yapısai degışmelenn bir sunucudur. Ancak, bir kez ortaya sıktıktan ’^<W«k:ade de olsa), aileyi de
iürMİ jiaalarda ^ aâcMa çebrdek raprra uimf> atâtp ı hidpeimade fymtıı otaa aâe rapatatr. da i âm akmmtrmm pftatuti haç şaşınaa defridg Geicce,
■■ kMM —fUHm kiTMİ aim antknr Ha ae kadar kadki «cı •cf 0tsş aâtfc nf il. daka ^ok ozpydugc uhipıdc âe. bmm metmn şrrrktmdm ■irnntV de um derece gmçtndut 'jrzıepc. aaçma dr^(rMı,t«ıv kırıai aâejre azada dana fa^pE^r I«i| karjM, koBca lırıcn bdtûıı onemk aâod konaiavda. ı karar erlcdk taraAndan rcnhr iürpt, 1992:!^-3B ademdeki evienme ratı, kmai adedckmı ar Dmel »*«'" yerau. medeai aidi fcrcider de ferme pıadmekiafa’.
Gacckoadu adnımn temel mteUdemıdea baı.
GeasSde, pıay dlçûde akrabalanaa drraaaa brai ait paı aldikşa vatan bir uelife bvdnmekıeıfir Ai ı dıılaıdi paı «la attpanşaidk bafaaaaafan pecekoodn adesa. pek çak hametvrı •dae prritnndu bdiprVnnıii’ fatanunı «ûrdûrebıknck i(ja | afc'Bi apar gaaM'tiıdır Bu 'çerrcve ayam'agraıa. adem ölçâde ctkdemekiedır b^^^deraıde arrleyen ade, şetecek tga «eaı ı
■ mkarak bn ver batar haimiT, eıkA hemea baş i_
da. kcBic tece feten erkek tş btıtdakrın «ma. haİMili^tfcl am de ftarm Adama prtm. kaşam. fcanek gdı faalid *a$^ ân^pem badaBMB. erkegaı kealıci aittid: uıme hr »e I »vacdcar Yaaa,
I kcnud «leferien benımaer (LrrÛM, I97)> Avnca «Idak^a vak-^^ıbnİTT gri^tınr Hfmm h«nen tMUiln fccekoıtdH «ikim, kır fcıiT mIu-yt (ocuklarını, efiıtnun en ust basamakiaruM kadar dnaekicmm tmt ia kekfannlrre uyfun ger^dıp davranış bK'im dr b« addam kar wfc ^ Çak (aliHT. «em becenier Ofrenır «e çocuklaruM “g anm aOmte
^ Oraı^*- J^okara pecekondulannda erkekiervı dArtte k«v kente pakdddcn ^,«■1 becenier Afrennuştır ,Yaaa, 1966:130-1311 çatrkr*** aıMennın hemen hemen hıçhın konine fen dönmen aKeme-ı^Kdr la Bieksızlıfın nedeni bir ölçüde, kent raşamma taflanan UTum «e İr ^ İMkk kcklenulene. bir öK'ude de. kövddu durumun ferçektcn umutsuı Adında, ailelenn pek çofu. kövknnde funlok vaşamiannı Mrdureme ^ Mil kente fO( etmişlerdir Kövde bırakılan bir umut, ra da Orlem roktur ü nlnada aileler, gös etmeye zorlanmış, önlennde başka bir seçenek bırakıl
tk kaşkurtıt bu durum, gecekondu aüesının kentsel çevreye urumunu kolav pno hu etki rapar Ailenin kente uyum sağlamaktan başka olanağı bulunmadı şçaı b« konuda gerçekten buyuk bir çaba harcanır ve sonuç genellikle olumlu ar İpeka durum lam bir değişmeyi belirler. Ailenin yalnızca günlük yaşam alış aahklan defd. vaşama bakış biçimi ve tutumu da değişir Köyde yüz vUae ve “bı-■d np* dostluk ve akrabalık ilişkilerine alışmış olan aile, kentte, örgütlerle karşı apua kafcr «e her ne kadar akrabalık ve hemşehrilik ılışkılennı, olanalüı olduğu UBİt Mrdunneve çalıprsa da. kendisini yazılı kurallara göre düzenlenmiş olan teülop* ilişkilere muhatap durumda bulur Gecekondu halkı arasında, örgüt ■imdik de artık yavgınlaşmava başlamıştır Sendikalarda uvelık yanında çoğu ar Mm. okul-aıle birliklerinde etkin roller oynamaktadır Hiç kuşkusuz, bu-m kv Bcdenı. çocuklann eğitimine venlen buyuk değerdir Avrıca aile, gerek ■amin, gerekse erkeğin ış arkadaşlan arasında yeni dostlar edmmeve haşlar İane, gecekondu ailesinin toplumsal çevresi de kırsal alanlardan lumuyle degi dkaaakfe burunur.
Maa M oluşum ve değişimler sırasında gecekondu ailesi, gende bıraktığı ko-^iksMüe geleneksel feodal değerlerini de önemli ölçüde terk etmiştir İma karşılık geMıgı çevremn, sanayiye davalı venı kentsel değerler uıtemmı 9taaalr«ccck durumu ve zamanı olmamıştır •adet* “kent hukuku dışı alanlarda* vaşavan aileler, *ıkı arada bv derede* *^»tkeT da tutarlı değerler sisteminin dışında da kalarak, kendilerine oegu bu %*teemu ve pek doğal olarak yepyeni bir kultılr gelıştıru ^ «iaşaeB sırasında, burun aıleleıin tekdüze sv bıromek b» yapıya sahip ol-^Naa Me sürmek olanağı yoktur Bir başka deyişle gecekondu bolgden kendi ^^■ali da, aynı gecekondu bölgesi kendi içinde de tarklı tabakalaşma sureçJa-'gecekondu ailesi* adı altında tek bu prolonp'ı denıdı^m [ toşılumbilunsel açıdan tehlikeli btr yaklaşım olur.
fankaaıa dofru olan bu defertendnme. boe. ~ rklemknmenın yayfink^ dennlı^ ve ,^a0 V^Sİan veriyor
uackM. S. Frder. kenltel fenlım konulu mraşttnammâk. kent bultiAu Aum •dipaul alanlarda yanı gecekondularda yaşayan aılrifiın. kamu hnmaitan a(i-0İM 4a çağdaş 'devtel - vatandaş" ilişkisi yerme, prlenekari "cemaat* ıbşkdrrını P^^d^BU Mpumıştır {Erder, S.. 1997:172-186)
Onu^ c|ııun gibi bir kamu hizmeti alanında. "Kuran kurdan* ve benaen MB ıtkHilıklm çerçevesinde ortaya çıkan cemaat ıkşkılermın cgemenlıgımn.
fcııel demokrasi ve vatandaşlık kuituru bakımından ne gibi kahcı ve ciddi «9İM1 do|uracagı açıktır
la iBr. lum ‘gecekondu ailelen* tarahndan benımaendıgı için, tipik ve genel ndk taşı ran oluşumların dışında, kendi başına bağımsız olarak gelişmiş bulu ua'rBkıelm* ailelenn yırtıcı çıkarcılıkları da kent hukuku dışında gelişen alan un Imlluıu olarak, ülkeyi etkilemektedir.
im ularda şok daha ılgtru bir olufum ortaya şıkmış, "yukstlen adelartn’ (ikam U ıvlKikkla simgelenen kulturu, lemaatUre dayah (Ozumlen benimseyen çevrele ukdMnı de butunlefmiftır".
laıilıfak, Türkiye'nin siyasetinde "siyasal İslam" şemsiyesi altında örgütlenen uadLurumlann birdenbire çok güçlenmesinin altında yalan temel süreçtir.
\atkim. arabesk kulturun Türkiye’deki yaşamın lum alanlarını işgal etmesi-■ dbada bu "sıvasallaşma* süreci yatmaktadır Oad'uı m önemli özelliği, bu surecin dınamı|ını yakalamış olması ve bu ara-Bk tlaşıımun sırasallaşmasını dengelemek ya da çağdaş bir yurttaş kuhurtıne mimdi venne. onu kendi sıyasaü ıktıdanm güçlendirmek ıçm beslemiş ve kulamı olmssıdır
IMm jaman auNMin butun sıyasetfderm ve styasml ıktuiariann hem desaak arm 48tm 4k ku ıtadettle destek verdiği "gecekondulapna“ sureci, uremgı yem ve yeu baalad kültürüm cemaatlerle butunlefmea sonumda, tepeden de aldığı tıyaeal ve menldemkie, nem ülkenin vajgısım belirleyici bur nttahk kaaemmçear b4u araştırması, bu oluşumun sadece cemaaderie smırlı kalmatiıgım ve kai-*magBA ışaı içme malva turu orgutienmelcrm, ıdeolouk vapılaımmlafm ve el ı4a4rimtnlann da girdiğini ve gırmeve devam edecc^m |
•kdnn, "kent hukuku dışında oluşmuş alanlarda’ kamu *8mıkunda yaşaran halkın gınşkenüfmc terk etmaş j l^dma güçlenerek surmeaıae vol açacaktır.
^ktıonnllarda, 8 vıUık eğitim uvgulamaame geçdmeçabaaMiuB.baMm<aİK-bu yörelere voneltk btr ıvıleştieme proşcH nNc
m verine getirmektedir. (îöt, olayı sonunda, ailenin tum tikinden, bireyleri iyin yeni ve yüksek beklentiler yarattığı gıb,'^^'*" ’ kavnagı olmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, ailenin toplum gu yeşıtlı işlevleri ve bu arada bireyin topluma uyum sa de kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu gerçeğidir (Kandıydı Çok hızlı derişen bir toplumsal kültürel yapı, bireyi her an korn **'*'’" Bu da, anottuk bir duruma yol açarak kentleşmenin getirdiği so ağırlaştırır.
Nitekim, Kâğıtçıbaşı, batılı araştırmacıların önyargılı bulgulan^ ve yeni bir model geliştirdiği çalışmasında, ailenin, toplumsa) ’ arasındaki en önemli köprü olduğunu göstermektedir.
Pek çok farklı toplumdaki “çocuğun aile içi değeri" çalışmasının da yorumlayan Kâgıtçıbaşı, bireyin toplumsallaşması yani, bıreyttopj, ğer ve kuralların aktarılması sürecinde, birey ve aile arasındaki ılışln^ı^ sızlaşma” temelinde değil, “duygusal açıdan karşılıklı bağımlılık” yony^^ ğıni açıklıyor.
Bireyin aileden gittikçe bağımsızlaşması üzerine kurulan modeHtnnı gıne ve geçersizliğine işaret eden Kâgıtçıbaşı, aile içi ilişkilerde "duvgus,,
İl bağımlılık” modelini birey-aile-toplum etkileşimi çerçevesinde dahap toplumsal realiteye daha uygun bir model olarak sunmaktadır 19%;72-97).
Kâgıtçıbaşı, ailenin, bireyin kişiliğinin ve bilişsel (zihinsel) yetentkir-bşmesinde aile düzeyindeki müdahalelerin çok etkin olduğunu, Ta-bn*. çocuk eğitimi modeline atıf yaparak belirtiyor (Kâgıtçıbaşı,19%;1W Bu modeli anlattığı kitapta ise, erken yaşta başlanan anne-çocuk ej«»-denli etkin olduğunu gösteriyor (Kâgıtçıbaşı, Bekınan, Sunar, 1993 Böylece Türkiye’de sadece “kent hukuku dışı alanlarda" yaşavanıılfr ğıl, başta hizmetlere daha kolay erişebilen kentsel aileler olmak luTdnkt: kın eğitimi açısından, belki de 1990’ların sonunda gündeme geltn stL . mel eğitimden daha önemli, çünkü daha etkin bir yöntemin, kamuhıasar nına dahil edilmesi gerekliliği ortaya çıkıyor.
Pek doğal olarak orgun eğitimi bile doğru dürüst sağlayamiYin n Anemli bir kamu hizmeti alanını, cemaatlere ya da dershanelere venfc■ min başka örgütlenmelerine bırakan devletin, böyle bir radikal ıtılımıfş" ■hfının çok yüksek olmadığı düşünülürse, Türkiye’de aile aracılığuleto'' 4i|i|Benın sarsıntı ve çalkantılarının önlenme şansının da nedrnlıu 'M; mgftçkMi.
YIM 4e a4c konuaunun, birey toplum ilişkilerinde anahtar oldıılta"^^ |trekac çocuğa ve aileye yönelik öteki '«İM oİHŞumuna önemli katkılarda bahıaıkM*'*
Uienın temel direği olan kadın, ne yazık kı günümüzde hkU Özgürlükleri ve (oplumsal ve ekonomik baskı altında tutulan bir konumdadır Gelişen kıt-([^(tışaü araçlarımız, kadının bu baskı altmda tutulan kimliğine uygun bir “çe-göstermektedirler Ümit Meriç Yazan’ın deyimiyle, ‘‘Günümüz Türkiye-medvada kadın çeşit çeşit kılıflara sokulup üzerinde sayısız anlamlar üretı-bmhksız bir varlık halindedir." (Yazan, 1997:202)
Ol* bölümlerde anlatıldığı ve rakamlarla açıkça gösterildiği gibi, "çalışan ka-^*a«ıu vapan erkeklere göre daha düşük ücret almakudır Sonuç olarak. Türkiye’deki aile yapısında ne yazık ki, kadın, toplum içindeki *İMa sauf vatandaş" kimliğini henüz yırtamamıştır.
Ttobye çapındaki bir araştırmanın bulgularına göre halkın üçte ıkuı çocukla-m iĞrnnot Eşlerini döven erkeklerin bulunduğu aileler ise halkın yarısı. Yine Mam yansının çocuğu, okulda öğretmenlerinden dayak yemiş. Halkın yansı jaaklann dövülmesini gerekli görüyor, dörtte bin de erkeklenn kanlannı dov-aanolafan karşılıyor (Kongar, 1992:106-110).
hr başka biçimde söylemek gerekirse, "seçmen vatandaşlarımız’ dayakla bu-■■«sedaTagı günlük yaşamm ve eğitimin bir parçası olarak görüyor Tarbye 21. yüzyıla, böyle bir aile yapısının yetiştirdiği seçmenlerle, demokra-■ aktmek ve insan haklannı yaygınlaştırmak sasnyla gınyor.
Vk*iai btr feodal imparatorluk olan kozmopolit Osmanh Devleti kuramsal d(|!Ranevı önlena niteliklere sahipti. Bu vuzden toplumsal ve ekono-^ pkjmrn mprilıs’ordu. Dejtişmenın sürekli olarak engellenmesi olanaklı ol-«;& OsmanlI düzeni 16. yüzyıldan sonra Ozelliklennı yitirmeye başladı. Tsfkanan Kine gırdıjtı dej;ışme sureci sabıklı bir toplumsal ve ekonomik ev-gtaacdnı yok. bir bozulmaydı Çünkü devlet. gUylü toplumsal ve ekonomik P^tan oıtava (donasım engellemek iyin sUreklı bir çaba lyındeydı. Bu vUzden yaMhbrdiki sınıfsal ı-apı, toplumsal ve ekonomik ölyûtlere göre defd, siyasal tiğrf töre belirlenen bir niteliğe sahipti (Mardin, 1969:95-106). Bir başka de-ijŞıaınlıliiııı sınıfsal nitelikleri toplumsal ve ekonomik vapının bir sonucu 1^ «msal Tapının bir UrUnUvdU.
iKud olarak ü( temel smıf vardı. Birincisi yönetici sınıftı. Bu sınıf Sultan-Halife f asker ve sivil burokrallanndan oluşuvordu. Ikına sınıf, yönetilenlerdi. Iı^ İt tarunsal nüfus ile kentlerdeki tüccar ve zanaatkirlardan oluşuvordu. 1—— banlan sonradan "ara sınıflar”a katıldılar.) Üfimni olarak “ara sınıf-f mâvaruz. Bunlar da “eşraf” ve “âvân" denilen verel önderlerden ohışuvor-• lk*n sıaaflar”, bozulan toprak düzeni ve bürokrasi sonunda güclenmışler-fSKil ûrürıu ve tarımsal nüfusu tam anlamıyla denetlevemediklen iyin, yö-; sömürülen tarım kesimi arasında ancak “aracılık* görevuu verine Bir kısmımn kuyuk oranda ticaret ve mamul madde üretımıvk ug-Mkarşm. anlamh bir sermaye birikimi oluşturamamışlardı. tvMİMi, merkezi gûy< ıdeoloıık bütünlüğe sahip bir bürokrasi bKimınde, I tmit' ve “kendisi iyin* bir sınıf durumuna gelmişti. Bu merkezi iktidarın İha kan», daha sonra, ~ara sınıflarla bırleşerek, .5taturk Ihtilali’nın (Ba-^ Savaşı ve Devrimler) ardındaki temel toplumsal ve ekonomik guy kav-
«aMJIAUN ÇÖKt'ŞU
haii lan tophunkan başarılı bir bıyımde geryekleştirdikleri avdndanma ve ■akimlen ât kapıtabstleşme sureci iyinde hızla yol alıyorlardı, in li^şnc yönündeki baskılarla, devletin kısıllayta denetımmın yatıştıfş nmaşİHM. lmparatorlu|un gıttıkye buytiven mail ve askeri gereksınmelc *«d»nnı olmuştu Bu yıkmazın ardında vatan temel neden, tlerlcvcn tek 15 yusyıbn aoıınna dofru (Ismatdı ordusuna ateşli kuytdı silahların piyadeyi mkeri orfuUenmenın temel taşı durumuna gettrmışu —m aiataiı, tttyaıi (upahı ve adandan) önemini yitirmeye haşladı. Bu at tedişa adı aaker veren toprak sistemuun ışkmai ve önemini azalttı *aşıra§i dayak Oamanh vapaı bozulmaya başladı .Karput, M İm nm ekunoouk bakımdan dolrmeu. Bakı ulkelennm ahkert m-canlı hayvan fiyatları sundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder