canlı hayvan fiyatları ve türk tarihi bilgi
evet sizlere en güzel yazıları yazan canlı hayvan fiyatları diyokri Bu tur “dengesiz bUyüme" sorunlarına dikkati çeken Tekeli. Ozotun’un çalış-,0inı'dı (1980) gönderme yaparak şöyle diyor:'Cumhuriyetin özellikle ilk yıllarında uyguladığı mekinsal politikaların sonu-jıohrak, Türkiye’de çokkutuplu bir merkez çevre modelinin oluştuğu soylenebı-y Bu merkezler içinde hâkim olan İstanbul’dur. Bu nufus ve gelir yogunlaşması-cereyan ettiği iller arasında birincil yoğunlaşma İstanbul ve çevresindeki Ko-jdı re Bursa’da oluşmaktadır. Bu merkez. 1960 yılında ülke nUfusunun yüzde l)5’mı banndırırken, 1980’de yüzde 14.67’sını banndırmaya başlamıştır. Nufu-jiayuzde 14.67’sıni barındıran bu uç il. ülke gelirinin de yüzde 27.49’unu yarat-sktadırlOzötUn. 1980). Başka bir deyişle, bu merkezde gelir yoğunlaşması. nU-nrogunlaşmasından iki kez fazladır.” (Tekeli, 1984:238).llpnçolan nokta 1990’lı yılların sonundaki durumun 1980’lerde tanımlanan tanpıyla hemen hemen tam bir aynılık göstermesidir. Bir başka deyişle Tcke-louıdngorusü 21. yüzyıldaki gelişmeleri de kapsamaktadır Türkiye'de “kentleşme” olayının, toplumsal ve ekonomik dengelen önemli öl-,ıdt etkilediğini görüyoruz. Kıray’ın “saçaklanma” (1982:437-438) dediği bir )aıl-k6y-kent bütünleşmesi içinde oluşan “metropoliten” alanlar. Türkiye’de de 'imdmeozgu” bir nitelik taşımaktadır. Böylece. “dengesizlik” ekonomik alanda kin|ugibı, toplumsal alanda da varlığını korumuş olmaktadır.
BtTÜK KENTLERİN YAPISI VE KONUT DURUMU
Türkiye’deki kentleşme, bir ölçüde de olsa, hükümet uygulamalarının bir sondur. Hükümetler, kalkınma planlarının sanayileşme yolunda önerdiği ön-Mİcn alarak kentleşmeyi desteklemişlerdir. Aynca 1996-2000 yılları arasını kap-Yedinci Beş Yıllık Plana kadar, kentleşme kendi içinde bir olumlu olgu ola-Edi gonilmüştur. özellikle büyük kentlerin içine düştüğü kaos, ancak Yedinci iaYıllık Planda dikkati çekmiş ve büyük kentlere doğru olan göç eğiliminin ya-adtiılnusı gündeme gelmiştir.
Tanından sanayiye nüfus kayması, bir ülkede izlenen sanayileşme siyasetinin uguimaz sonucudur. Fakat Türkiye’de kentsel alanlardaki kamu hızmetlennın tcqdıolanaklarının yetersizliği, ana kent planlarının yapılmamış ya da yapılan-aauygulanamamış olması kentleşmeyi, temel toplumsal sorunlardan bin duru-■m ptırmiştır.
iııonıniu kentleşmenin ardında yatan temel öge, Türkiye’de, sanayileşme Ue ı«le|me arasında bir uyum olmamasıdır. Tarihsel olarak büyük kentlerdeki nu yi uaayıde çalışan nüfustan daha hızlı büyümüştür (Yücel, 1969:18). Çunku, »■İm gelen nufus, sanayileşme süreci çerçevesinde yaratılan yeni ış alanlarının *wundedır. Bunun sonucu olarak kentsel nüfusun Önemli bir
mUn hCvut |i^un dufuıdufu MnMİlfMİM >aJiMfVİ««rktr. kıınul «ıruııunundihı^l p imimıtmakHtkt
EysoUrak “hukuk dışı konut edinme” olayı biçiminde görülebilecek ol»n ge^ ^(inılulaşiTu, kendisiyle eşzamanlı ortaya çıkan ve birlikte gelişen ıkı başka su-ık tanı hır etkileşime girmiş ve bu nedenle de “karşı konulamaz bir guç” ola-,jj. Hinde bulunduğu yapıyı etkilemiştir
ûnekondulaşma ile birlikte gelişen ve hem onu güçlendiren, hem de ondan ^lian ıkl süreçten birincisi “kentsel arsa spekülasyonu'olgusudur [luncı Dünya Savaşı'ndan sonra hızlanan kentleşme olayı, Türkiye’de, kentsel g^ünılannı birdenbire yukarı doğru sıçratmıştır.
guoluşum sadece, kentlerin “varoşlan” diye nitelenen, “çevre alanlar” açısm-jude^ıl, kent merkezi de dahil olmak üzere, tüm kentsel alanlarla ilgili olarak ya ^hırsureçtır Bir başka deyişle, yanız gecekondu bölgeleri değil, düzenli ve yer-^ıknıtclık taşıyan kentsel alanlar da bu baskıdan buyuk ölçüde etkilenmişlerdir Gecekondu olgusu ile birlikte gelişen ikinci sUreç, yerel ve merkezi politikada (Kinıı çıkan yozlaşmadır. Bu yozlaşma her turlu rantın ve özellikle kentsel rantın, gıktıkaolar ile ya mafya turu kişiler ya da örgütler veya ust gelir grupları ile bir İtepavlaşılmasının yol açtığı "yasa dışı” ittifakları ortaya çıkarmıştır Aslında siyasal yozlaşma ve ekonominin her alanında, çeşitli tahsislerden ve l«transferlerinden kaynaklanan kayırmacılık, rüşvet ve yolsuzluk, kent arsaları Miyasmasından bağımsız olarak kendi başına bir sorun olarak gelişmiştir Tum yapıyı bir ahtapot gibi saran bu eğilim, özellikle 1980’den sonra o denli kazanmıştır ki, içinde bulunduğumuz sistemi tanımlama ve eleştirme açısın-knbazı yazarları, halk yönetimi anlamına gelen “demokrasi" yerine hırsız yöne-■Ianlamına gelen "kleptokrasi” teriminin kullanılmasına yöneltmiştir (Aktan, «21,
Aktan'ın da belirttiği gibi, siyasal yozlaşma, bir anlamda, Türkiye’nin gelenek-dnpıdan çıkmış ama çağdaş yapının değerler sistemini benimseyememiş olma-ankı kaynaklanmaktadır (Aktan, 1992:120).
Ucptokrası'nin özel bir biçimi olan kent arsalannın yağmalanması, hem yerel (■ileulusal düzeydeki politika alanında görülmektedir kratsel alanların çevrelerindeki “gecekondu” alanlarının yağmalanması, yerel irvile politikacı-mafya ilişkisine dayalı olarak gelişirken, kent merkezlerindeki t|Biı,dıha üst düzeyde, “parti-holding” veya “lıder-holdıng” ilişkileri çerçeve-*it gerçekleştirilmiştir.
Yerel düzeydeki “mafya” terimini, yasadışı iş yapan her turlu kışı ve örgütler «kullanıyorum. Mafya, bu anlamda, kimi zaman kaba guç kullanan ıhalecı ktalar’, kimi zaman ülkücü ya da dcvnmcı adıyla anılan terör örgütleri, kimi ■M doğrudan yerel politikacıların hemşehrileri ya da akrabaları olabilir kErder bu konuda şöyle yazmaktadır; “Büyük kentlerdeki yerel yönetimler «enade yapılan araştırmalar, yerel yöneticilerin bınncı nesil göçmen oldukiannı «d; alanlannın kentsel alanlardaki iş piyasasından çok, vasadışt gelişen konut Mmi sorunlarının çözümü noktasında yoğunlaştığını ortaya çıkarmıştır Bu •mbırtaraftan kente göç eden grupların kent içindeki yerel iktidar odakUnna *»Wdıklerinı, diğer taraftan da yerel yonetıcılenn kentsel alanların yeniden da •Tİ» yakından ilgili olduklarını göstermektedir.” (Erder, S., 199ö 221
I dtfLoda gek*ai.
Çevre arulan. kmm zam^.
paıet mrmmi ptç. ama her zaman *ntahwaf'
*«■! daranatî ır4rtiLT kente foc edenlere pazarlamlca, > ^ krfnriank ve do^mdaıı imar pıanluma ra da I r^fmalaaBaİEtadhr.
tftbıiasYC’:u ve fneami yadam^. ^
■e jarar a^mk, tt^ûn mmk u3urtm gemi ımtdkfiyim dm gtmıi ymfiam etkder duruma geLmsttr Çlınka lw T»daa bo bc!gderde ^np TOZ (^‘İBkTamım^ ^ •mA" hv Bite ortava okuken, âcc randan uraıai ıkinit» ^ *Sl iliraııtı* egmu-u ofaıara banlaması, 'kem hukoka ai^
■ tütn aftewdofm rarAh^nı göstamektetbr.
GETTCMA5A.V »t^T-K KEVTLEB SoniK okarak. hiTrliHr berruk kentkrr tam aniarrj^ *ı
Eb bofta. tra£k njfancmekledir. kent içi aia|im tanı ha
çerre nutuHinun plansaz «e prcfrzm atB» ■zfkı Tik'lii UCBİ etfczîbklcTBi.*göferûLselcıı' mfaatİMİakaMcâBaa, raratmaa. bcrûk kentlerdeki ıdaı^nu Dertdme«
Trafik torBoasa ek olarak bara ksUıfı, bem Bâfiıs
retcmzbguuo rr srrasal roztaşmanın bv mnncB ofink ' l«»p"a «crlcsmısur.
Sb aafBBB. dogaifaz rctcraziıfi. guniok olarak rark^ ijW e>0 tteamier vtdızrla afdbnara çabadan darboğazlar hıhndrıkr Amca, pek dogai olarak, efrtım. vagfak pbr binııcıier dt kcBiii B^ks. jBcak böruk mafrfetler ödrrerek. katoeo dr
Bovlfcc büyük krnilerde “uçurum'' sOzcU§uvle tAfiımUnaMecek boyutlara g|«nıı?olin grlır farklılaşması “çıplak görle’ de algılarubıbr hale prlmtftır Genolaşan buyuk kentlerde, üst gelir gruplanyla alt ve orta-ak gdu g^t^>la^-sorunlarını çörme yöntemlerinde de ciddi bir farklılaşma ortava çık maştır Ust gelir gruplan, para gucUyle oluştürduklan bıreyıd çözumlenn arkasına tı-jıırkm, alı ve orta alt gelir grupları, özellikle 'kent hukuku dışında gelişmiş Jmhrda” yaşayan halk, çözümlerim, yerel ve ulusal sıyatetı etkileyerek, kamu ^miHİa elde etmeye çalışmaktadır
Çenesi yüksek duvarlarla korunmuş sitelerde yaşayan ust gelir gruplan, kendi güvenlik sistemlerini kurup, ısınma, aydınlanma su ve park sorunlarını ken 4 olanaklanyla çözerken, gecekondu mahallelenndekı orta halli ve yoksul halk. nnınUrını. hemşehrileri ve akrabalarıyla dayanışma ve yerel politikaya nufuz et^ ın(yöntemiyle çözmektedir (Erder. S„ 1996:154-159).
Mnr. usl gelir gruplannm çözümlen bireysel yafam ile sınırlı kalırken, alı ve um alı grlır gruplanma ve özellikle “kent hukuku dışında gelişen alanlarda" yaşa xslıınıi(Orum)erı, kamu alanına egemen olmaktadır İşle benim “ülkenin yazgısını gecekondu bolgelen belirleyecek" biçiminde dile (ttıtdıgım gerçeğin altında yalan temel süreç budur.
CFCEKONDU BÖLGELERİNİN TARİHSEL OLUŞUMU
Gecekondu resmen, “...imar ve yapı işlerim düzenleyen mevzuata ve genel hü tümlere bağlı kalmaksızın, kendisine ait olmayan arazı ve arsalar üzerinde, sahi knın rızası olmadan yapılan izinsiz yapı” olarak tanımlanmıştır (Yörukan, T. ve lönıkın. A-, 1966:13). Kimi resmi kaynaklarda ise gecekondü “kendisine ait ol-nunn yerde, imar yasalarına, sağlık ve fen kürallanna aykın olarak, alelacele ya-jılmışbir barınak” olarak belirtilir (Keleş, 1996:385).
Cıtcekondular çok çabük yapılan konütlardır ve bünlar başlangıçta çofü konüt luıtırtlennden yoksundur. Genellikle kullanılmış gereçlerle yapılır Büyük kent enmsu gecekondularla sarılmış durumdadır. Her ne kadar, gerek gecekondu ko-Nlıınun kendisi, gerekse mahalle, önceleri son derece düşük düzeydeyse de, son-tdaıonınm ışı başlar ve hem konut hem de mahalle daha vaşanabıhr duruma ««ılır Aslında, gecekondu bölgeleri başlangıçta bile hiç de geçici bit nitelik taşır giigoninmemekte idi. Tam tersine, sürekli bir yerleşme yen havasına sahiptiler Cdgr (Vlll) - (9)'da görüleceği gibi, kentlerde yaşayan geceköndu nutusu son 4m ınlamlı bir düzeye enşmiştir. En yüksek gecekondü nüfusu vtude 70 ile kkanda toplanmıştır (Keleş, 1996:375). Bunun anlamı, en yetersiz konut yatı-’nıiuının başkentte yapılmakta oluşudur. Oysa, Ankara, kamu yatırımları bakı-«dnı başta gelen bir kenttir. Bu durumda sonuç açıktır Kente gelen nufusun ■M gereksinmesi, bütün kaynak ve olanaktan aşmıştır Gecekondu, konul to «Mi kamu hukuku dışı çözümü belirler: Gerek kamu fonları, gerekac özel keza niınmlan, konut gereksinmesini karşılamakta yetersiz kaldıklarından, halkın ■nkabu surunu kent hukuku dışında çözmektedir.
la buyuk gereksinme karşısında, gecekondu yapımı ticari kkr taglavan hır el-kıbİBitelı|ı de kazanmıştı. Pek çok kişi, birden fazla gecekondu yaparak, bunla.canlı hayvan fiyatları sundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder