canlı hayvan fiyatları ve türk tarihi konu
en güzel bilgileri yazan canlı hayvan fiyatları dediki bunuvarı işgücüne daha yüksek ücret odeyefailecak kaynaklara da amknp-^^dofal olarak gelişmiş burjuvazinin bu görtuıtıtaanün. onun gerçtk tutu ^rınsıtıp yansıtmadığı tartışma konusudur l^nden anlaşılan ikinci nokta, gelişmiş burjuvazinin bugunku toplumsal. ^00iık ve siyasal du/.enın koruyuculuk görevini yüklenmiş oldufu izlenimini i istemesidir “Karma ekonomi” yapısı, ekonomik kalkınmayı Özel girişime ^btrbıı,ımde gerçekleştirmeye yOneldıgı için, büyük sermayenin bu tutumu ^«kşılır bir yaklaşımdır Buna ek olarak, “Demokratik Hukuk Devleti" kavra ^Tark siyasal ve toplumsal-ekonomık gelişmesinde belli bir aşamayı belirlediği ı^buvuk burjuvazi "geçici" olarak da olsa, “çağdaş” bir görünüm sergilemekte^0 Fıkıt bu çağdaş rol geçicidir ve ancak, öteki sermaye kesimleriyle karşılaştır •k olırak anlamlıdır. “Geçicilik" niteliğinin belirleyici ogesı ise, Türkiye’nin, ışiymsal. ekonomik ve siyasal gelişmesinin “Hukuk Devleti” aşamasında durdu '^uımcagı gerçeğidir. “Hukuk Devleti” anlayışı, yerini önce “Sosyal Refah yHelı’ınlayışına bırakmış fakat daha sonra 1980 askeri darbesi ve onu izleyen Mıkmcmınde bu anlayıştan önemli ölçüde bir geriye dönüş yaşanmıştır l«l seçimlerinden sonra, “Sosyal Refah Devleti” söylem olarak yeniden gen ^şfıkal uygulamalar bu söylemle koşut olarak gelişmemiştir Buyuk serma-lOE demokratik hak ve özgürlükler konusunda ise ilgisiz kaldığı ve Ozal done^ vif um bir bütünleşme yaşadığı gözlenmiştir. Buyuk bir olasılıkla, gelecekte de ^şmıjburjuvazi "tutucu” bir rol benimseyebilir.
Udınnın ortaya koyduğu üçüncü nokta, Türkiye’deki buyuk sermayenin sınıf 'kKinın son derece gelişmiş bir niteliğe kavuşmuş olduğudur Kendilerini ku-kanavKi ve küçük tüccardan ayırmışlardır. Ayrıca, büyük burjüvazinın çıkar-a savunmak için bir örgüt de kurmüşlar ve uğraşa hazır duruma gelmişlerdir.
\ Mİann ekonomideki kaynak dağılımını (sermaye, kredi, hammadde, döviz • knetlemek ve Batı kapitalizmi ile olan ılişkilenni korumak için önemli ça-«rharcadıklannı ve harcayacaklarını gösterir.
ıjkıızun sure siyasal partiler arasında “tarafsız” bir gorunum sergileyen TL’-1979 yılının Mayıs ayında, Ecevit hükümeti aleyhine kesin bir tavır takındı lunıetın genel yaklaşımı hakkındakı ölümsüz görüşlerini gazete ilanları ile ka omt duyurdu. Zaten küçük esnafın da olumsüz tavn ile “voklar* ülkesi ozel-pekiştiren Türkiye’de bu ilanlar önemli bir işlev gordu Böylece, Tt'blAD, MihakUınetinin yıpratılmasmda çok önemli bir rol oynadı, no darbesinden sonra, askeri yönetime ve onu izleyen, OzaJ dönemine de*-’ ere* TÜSİAD, TOBB gibi örgütlerin başaruı, bir sure sonra, siyasal İskamla üiolarak güçlenen İslâmî sermayenin de MÜSİAD adıyla (Musudul İşadamlan ’>♦' örgütlenmesine ve toplumsal-ekonomık ve siyasal oiavlan a^rhgım "•■«a yol açtı.
K oUrak, büyük sermayenin örgütlen, esas olarak askeri yönetim ve Ckzal de bütünleşmekle birlikte kendi aralarındaki farklılaşmayı da sürdürdüler
^I^mılandır Toprak ağalığının «urmaı, unm p^mn olmaları, ^fjıtlı vergi a meali klan ve ‘ birlikle, larım kesimindeki sermaye ^ da bankaıılığa doğru bir sermaye ^0İıtit da kaynakların doğrudan
di bankacılık yoluyla ıkı anamalı bir sure»; hıt—Hr •kaamuytar
i(«Kİ nedenlerinden bin. tarımsal ürünlerin pazariaımaaı zorunlusunun, u-''^,|nulısllrrını lıcarete yoneltmıy bulunmasıdır ^yljrdakı suretlerin sonucu, sanayi kapılalıtllen. imalat, ticaret ve aevrek dr ^ksnkacılık etkinliklerini kapsayan buyuk 'holdıngirr* bitiminde karmaydı ^Irntnrlerr gittiler Aslında, hır maddenin dağıtım ve salıyı kimi zaman tareti ^p^bıle t'ilı bıraktığından, buyuk kapitalistler genellikle, üretimle birlik pılljnnın dağılımını da denetimleri altında tutuyorlardı Her ne kadar, huku ^^drlerı, s,ılı> olanakbın bakımından önemli bir yere sahipse de, gittikte gelı l|0i^pı/at ve kıını tı^l^ durumlarda dıy pazarlar, kurgu ayamasında olan ■ (ykıiMViı "ı"' bile belli bir satıy güvencesi getırmıytır.
sUMAYE .SINIHARININ YAPISI
kabaca. Türkiye'deki burıuvazı dört ana grupta toplanabilir Bınncı grup, r^kapıtalıMİerınden oluşmaktadır Bunlar genellikle taS<ka> üretim yöntemleri .Asan toprak ağalarıdır. Buyuk topraklan uzennde togunlukla pamuk gibi la-»ınınlerı yetışlınrier, Iktnd grubu, ticaret kesimi oluşturmaktadır Bu grupta gr ülke Kindeki etkinliklerine ek olarak genellikle dış ticaretle de ugrayarlau bırtok yabancı şirketin temsilciliğini de vapmaktadıriar t^pıncu #lt(iık ımaiatvılardan oluşmuştur. Bu grupta olan ımalaıtıkruı togu> çok kı ■MNitUtok buyuk klrlar peşinde koşmadctadır. Bu yüzden işten ayniaa ve yc-prkrtlerın en çok görüldüğü grüp büdür Dortbuteu vt tom grup mt bts-< aaıvıcılerdır Bunların örgütlenme biçimi son yıllarda "hoidmg'ieymeyc şı ptmektedır Ticaret, bankacılık ve hatta sıgörtacıltk etki nü iden bat 'koketini Kinde kapsanmaktadır. Bunun temel nedeni, bu gruptaki kapytıiaytk-• Mİ btkundan da kendi kendilerine yeterli btr dununa gebne MlahkndK 4)owın kredi kaynaklannın buyuk bir kısmını btı grup kulandifi haMe. ut-i^kptn sıkıntısı, onları bu yola itmiştir Bu grubun bir başka lulelıfı de. nr-^ *knık bilgi ve beceri ve yan mamul maddeler bakımından buvUk ölçüde ^kaynaklara bağımlı olmasıdır.
kkiHuıds belirtilmesi gereken son bir nokta, bu dört ana «gadr byıks j krtok bakımlardan tarldıiaşmış pek çok buyuk kcauma dr bulundufadtt
Aarttti. arjraaai l%ImmM aaaJrcr rumuşaiı hafcmabla ka > dtCKİar lir ItİMml çtırreler araaınıia btr butiâtUe^rorvr dr pmnektatfarlar
/ mt dk ttİMm! partıh-nn surrklt olmasınM txut larrilann. Bu ocdctılr bu rvrv.
■aaatiCTmmin gehfiıgı bir donem olur l>rvirtr rakın duran lalamı (rvrr _ r krrthien v<r Öteki ekonomik olanaklardan bcliı oranlarda raraıiamrlar naur. Uaml nermere ku\uk ve orta Ölçekli firmalar kurar ve bu firmalar araa şirkomtet. ronetım. banka, ithalat ve ihracat tektorlennde orpıfdenmcrr baf-a taadokr'da tarım sektöründe havilik bu donemde geh^r akadtermare artık, I970’ten aonra. ekonomuun içteki ve daştakı acekı kcanti laOJrdifkı kurmaya haflamiftır. £>rvlef kredıienrte beslenen ve hovuven be mmttrk honuva kımhgı de. Adalet Parusı'aı desteklerler, gOreü olarak kendi 1 kavrulmak durumunda kalan Öteki kesimler lae. MM Selamet Rwtıaı'ne*
Beftnaevre, 1994’ten sonraki dönemdir Belediyeleri ele geçiren ye, artık doğrudan yerel yönetimlerden yararlanmaya başlamıştır lendıgı için, özelleştirmeden de pay isteyen Islami sermaye Refahyoilm^* kurulmasıyla daha da kuvvetlenmiş, Erbakan’ın hükümetten aynlmunş^ ^
zi hükümetteki ıttifakJarım kaybetmekle birlikte, belediyelerden un sürdürmüştür (Bulut, 1997b:256-263)
Butun bu gelişmeler sonunda, buyuk sermaye de kendi içinde, ye" ve “laik sermaye” ekseninde bir bölünme daha yaşar hale geldi.
Bu ayrım, Avrupa ve Gümrük Birliği karşısındaki, daha çokroo«*8^i olan büyük grupların duşuk rekabet gücünden kaynaklanan muhıiefrtii,, I çok uluslararası lisanslarla üretim yapanların yüksek rekabet ozellıjbiHİrko^ | lanan desteğinin belirlediği bölünmeye yeni bir boyut daha getirdi [
Her ne kadar, Gümrük Birligi’ne girilmiş olması bu bölünmeyi bir olp*-tadan kaldırmış gibi gözüküyorsa da, büyük holdingler arasındaki reluM ! ye “çevre” konumundan “merkez”e doğru yaklaştıkça, daha da guçbıtı»,, ulusal düzeydeki politikayı yönlendirme açısından yeni boyutlar kazanmiı»
olan holdingler, Türkiye’de kamuoyunu yönlendirme konusunda çok bin» güce kavuştular.
Holdingler, bu buyuk gucu, kimi zaman açıkça kamuoyu yoklamalanııı*‘ rarak, seçim öncesi, seçmenleri etkilemekte kullandılar.
Kimi zaman, özelleştirme uygulamalarından pay kapma kavgasındaoUıiıt '■ bi, bifbırierine en acımasız ve kural dışı biçimde saldırdılar.
Bacan, “sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eyleminde olduğu ; kitle örgütleriyle ve halkın büyük kesimleriyle bütünleşerek kaacT* Ifâplanmayı etkilediler.
! ItUzni sermaye de, aynı gelişmeye ayak uydurdu ve kcnd; şeriat devleti propagandası kimi zaman açık, kimi tamı;'
I yayın organlarının esas çizgisi halinde toplumu vtmlerKİırr'
1980 askeri darbesini izleyen özal iktidarı, çok önemli bir gelişmeyidıkıı» j lumsal yapının belirleyicileri arasına kattı: Radyo televizyon konu5undâ,a»*i | güvencelere bağlanmış olan TRT tekeli, önce fiilen sonra da hukuken kınkk i Hiç kuşkusuz, devletin kitle iletişim araçları üzerindeki denetiminin kılat, ı ması anlamında, özünde demokratik bir gelişmeyi vurgulayan bu depıo. başka “gudumleme" olayını gündeme getirdi;
Büyük sermaye artık kamuoyunun en güçlü oluşturucuları arasını pm En az bir, kimi zaman birden çok ulusal televizyon kanalı, yine ulusal duzeMı az bir, genellikle de birden çok gazete ve alar, sendikaların ve konfederasyonların her lUrlU n-^^ınhîını yasaklamıştı.
^j;(d>k'öemı ırleyen öral iktidarı da, hu yaklaşımı tUmUyle sUrdUrdU ! ^fnsal.bu dönemi şöyle değerlendiriyor-. "1980-1990 döneminde siyasal ik-^^1 işveren ilişkilerinde kesinlikle uyulması gereken tarafsırJık ilkesine uy-^tndustnvel ilişkiler sistemimize sürekli olarak işverenlerin yanında olmak ^sfTgıleverek <;ok sık grev ertelemeleri yoluna başvurmuştur. Hükümetin iz-politikalar ülkeyi kısa zamanda ucüz emek cenneti yapmıştır Bu dostunu kesimi işverenleri üyesi oldukları Kamu İşverenleri Sendikası aracı-^jfJuşUk ücret politikası izlemişler ve özel sektör işverenlerini de aynı polıtı-^jlrrtıeye zorlamışlardır. Bu dönemde iş<;iler düşük Ucret-yuksek enflasyon yaşamışlardır. Türk işadamlarının en üst örgütü olan TÜSİAD bile döneminde ış<;ı ücretlerinin işyeri maliyetleri içinde en düşük düzeyde kabul etmiş ve işçilere özel tazminat verilmesini önerenler bile bulun-^•(Ünsal.E., 1997:13-14)
jıİB24 0cak kararlannın çalışan sınıflara ödetilen fatürası, 1980’den. 19901ı ^başına kadar devam etti.
)ıdıktıdanmn fiilen sona erdiği 1991 seçimlerinden sonra bir iyileşme umu-ise de, yine, önemli bir değişme gözlenmedi. Çünkü bu dönemde de, ^bızı'nın etkisi ile hem ekonomik bunalım, hem de sendikasızlaştırma egı-^ piçlenmişti.
#4niındaki yem istikrar tedbirlen de işçi örgütlenmelerini olumsuz etkiledi Vaima'dakı bazı hükümlerin yumuşatüması ancak 199S yılında gerçekleştin-âk
•fâl nhnda çıkan 4277 sayılı yeni sendikalar yasası ile de sendikalara yemden Mİ etkinlik hakkı verildi.
aradan geçen zaman süresinde, yukarda anlatılan süreçler sonunda sente tacmlı ölçüde güçsuzleşmişler ve işçiler de siyasete karşı ılgısızleştırilmış-- A
.Icddı genel hava, işçilerin sendikalara karşı uzak durmasına yol açmış. ış-ntealan, işçileri, sendikalardan fiilen uzak tutmaya başlamıştı kaddalann kan kaybı 21. yüzyıla giderken devam ediyordu. Bu çerçevede za-skMİyon nnırına gelmiş olan sendikalı işçi sayısı 1996 yılında bu rakamın da
İl attım ıçmde yeni yasanın çıkması sendikalar arasında ne bit heyecana ne tiMTte kıpırdanmaya yol açtı.
tele karşı duyulan bu soğuklukta, hiç kuşkusuz, siyasal yapının da yapay ve siyasal partilerin (sosyal demokrat ya da demukratık sol olduk iurenier de dahil olmak Üzere) işçi örgütlerine karşı ilgisizliği önemli ‘taşMdı.
11960 askeri darbesi ile siyasal haklan verilen işçi sımft, I9A0 askeri dar "W haklanndan yoksun bırakılmıştı. Bir anlamda, haklann ne verilişi ne de
^^ııKrlınıştır. Çuelge. grevler hakkında bas önemli gcrçeUcTi açıfa çıkar ^aaı jEVTyek. örel kesimdeki grevlerin, kamu kcumımickı grevlerden
' ^^şld^lvdur Bunun anlamı, özel kesimdeki kapıtalısllenn ve işletme yd-! oolenn ısteklennı kabul etmekte, kamu kesımtndekılere göre daha
*«ıwkkland ır. özel kesim ile kamu kesimi arasındaki aynm, Uıretler ko yarpıa olarak ortava çıkar Çizelge (X) - (4)'ten de anlaşılacağı gı ^ teamındekı ücretler. Özel kesimdeki ücretlerden daha yüksektir İlginç eğilimin. Çizelge (X) - (5)‘ten de görulehılece|ı gibi 1990’lı yıllar etmesidir. Oysa devlet, ış<p ılışkılen bakımından, geleneksel olarak jj^jMikkı sermaye sahipleriyle birlikte davranmaktadır (Fişek. K„ I‘»t>9:l74 traJ.E-.l'W':14)
kları payları göstermektedir. Ulusal gelirden alınan pavlj^y sınıfların durumları bakımından temel verilen oluşturdukJanndan.çı^ı mumuzun sınıfsal yapısı hakkında önemli ipuçları vermektedir f,ızei|,^ ça goruldugu gibi, tarım işçileri, çiftçiler ve duz işçiler, ulusal gdırdj^' mından en kotu durumda olan kesimlerdir. 0te yandan bürokratlar, ’ den, nufus içindeki oranlarından çok pay alır gibi gözüküyorlarsa da ^ lında böyle değildir. Gelirini olduğundan az bildirme eğilimi butun grup^^y yaygındır. Oysa, bürokratlar için bu (gelirleri belli olduğundan' olanaai-/ (Bulutay, Timur, Ersel, 1971:180).
Nitelikli işçiler de (imalat sanayiinde olanlar), ulusal gelirden, 1968 nufus içindeki oranlarının biraz üzerinde pay almaktadır. Hiç kuşkusu rum, 1963’ten sonra gelişen guçlu sendikacılık
Ticaretle uğraşanların, nüfus içindeki oranlarının çok üstünde bir gelir tikleri, bu çizelgeden de anlaşılmaktadır. Aynı durum bir ölçüde, sananoir serbest meslek sahipleri için de geçerlıdir. Küçük esnaf ve zanaatkarlar ut, gelirden, nufus içindeki paylarından daha düşük bir oranda yararlanımkı^ Bunun bir nedeni kullandıkları teknolojinin çok düşük olmasıdır Bırbayuv den, bu grubun örgütlenme düzeyinin düşüklüğüdür (Uras, 1969:31).
ULUSAL GELİRİN, KESİMLERİN KENDİ İÇİNDE DAĞILIMI: DAHA BÜYÜK ADALETSİZLİKLER
Çizelge (X) - (10), Çizelge (X) - (9) ile beraber çözümlendiğinde bazı ilgıntı, nuçlar ortaya çıkmaktadır. Çizelge (X) - (lO)’da, yüksek gelir gruplarınıoluftm ilk dört kesim, toplam olarak nüfus içinde yüzde 4.5 oranına ulaşmaktadır !r karşılık, ulusal gelirden aldıkları pay toplam olarak yüzde 20.9'dur. 0te nriı ■ Çizelge (X) - (9)’un gösterdiğine göre, nüfusun en zengin yüzde 20’sı, ulusıi^ | rin yüzde 55 kadarını almaktadır. Bu dürümda. Çizelge (X) - (lO)’dagoslen- ! dört grup dışında öyle bir grup vardır ki, nüfus içindeki yen yüzde 15 tır ve», i gelirden de yüzde 35 kadar pay almaktadır. Bu grubu saptamak amaayütju^t ' (X) - (I0)’a bir kez daha baktığımızda ancak, küçük esnaf ve zanaatkirlıı gre la, çiftçilerin, nufusun en zengin yüzde 20’sinin gen kalan kesimini içerebilir l fftrmekteyiz. Çünkü, öteki grupların gelirleri üç aşağı beş yukarı, belli smıric ~ j dc oynar. Fakat ilginç olan nokta, kuçuk esnaf ve zanaatkarlar grubuyla İİMMİ friirden aldıkları payların, nufus içindeki paylarından kuçuk olnus» aaftmın en zengin kesimi olarak yüzde I5'lik bir grubun, bu at' ı küçük çiftçiler ile esnaf ve zanaatkârlar arasındaki gcitr c'-. Tanm kesimi, büyük işletmelerden dolavı, yüksek geSt??
I aiffundur. Bu yüzden büyük bir olasılıkla en zeng» gnK ‘ r. BüyUcc, tanm kesimindeki gelir dagıitmuım»'*
IflI^IPKŞyiaiagmaıaiK pdı de yanlış olmaa.
M- tcttti*» leerfrs
Ur Imka Umjt», çmâ* « Cgrijrdm de apİLca r bUniTsmdan da c<dt ıılaf ~1ı poviaraidBB dafca tmİlmİ oranda Ur ^kss£ prlndrİB pm. onina i(aaddE
Dof« »T GırrıVıga «e hane- TârU^
Uı duı uuran neaB^HUHK« ^ ^ ^ bölgeder dde ed jer. içrr grUı ıjı de hm hnigrirnua, ie anfar.canlı hayvan fiyatları sundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder