4 Ocak 2016 Pazartesi

canlı hayvan fiyatları ve türk tarihcesi bilgilerimiz

canlı hayvan fiyatları ve türk tarihcesi bilgilerimiz

 evet bugün canlı hayvan fiyatları dediki Bu yolla, MGK'nın sadece kararlan değil, varlığı ve yetkıkn^ 1 den siyasal tartışmaya açılmış olacaktı. Refahlılar, MGK’nın varlığını vr de tartışmaya hazırlanıyorlardı. Öneriler MGK’nın asker kanadından
gu için, TSK ile TBMM karşılıklı bir guç çekişmesine sokulmuş olacaktı *
Sonunda, Cumhurbaşkanı’nın da etkisiyle. Anayasa’nın MbK'vı 118*inci maddesinin ruhuna ve sözcüklerine uygun bir çOzum üretilerek»^ bin “Bakanlar Kurulu” yanı hükümet oldüguna ve yapılan eylemin de“b!^ oldugüna karar verildi.

“Sivil politikacılar” böylece. Meclis ile TSK arasındaki bir “guç dentB»» kimseye hayır getirmeyeceği konüsunda anlaşmaya varmışlar ve Refah ?m» çerçevede yalnız kaldığı için geri
"Milli Güvenlik Kumlu, Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbilum,Qe; kurmay Başkanı, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanlan, Kara, DemittVı Kuvvetleri Komutanları ve landarma Genel Komutanından kurulur.
“Gündemin özelliğine göre kurul toplantılarına ilgili bakan ve ktşıln çı^ görüşleri alınabilir.
“Milli Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayını, laçt uygulanması ile ilgili kararların alınması ve gerekli koordinasyonun sa^. konularındaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletinıfc ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, töplumun huıuTvepaı ginin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere at Bakanlar Kurulunca öncelikle dikkate alınır.
“Milli Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir.
“Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Milli Güvenlik Kurulu la^ başkanbgında toplanır.
“Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevlenian* lenlenir.”
Ana’jrasa’nm bu maddesine dayalı olarak yapılan yorumlar, bu ka' “Anayaaa nmrlan içinde kalan”, bir başka deyişle, “Anayasal bir mudalh |ı” biçimindeydi.
Aflbnda toplantı sonrası gelişmeler izlendiğinde, TSK’nin, Cumbuık
Amiliyle, kir “Anayasal müdahale” yapmış olduğu açıkça anlaşılıyc
Tl'üklVF'nF m (M>MI'NİN AHAÇI ARI OLARAK YAPIŞA! OCRI PR
12» Şl'BAT 1997 MGK TOPLANTISINnAN
j| ‘4SSI1ANlSrFKLERl
'^ sgtui toplântiMiHİJ olduk(,d genel ilkeler hıçiminde fnrmUle edilmiş olan
I ^tüTsuresonra, daha kesin maddeler halinde açıklandı I ^Jan sapılan açıklamalara göre bu işlekler şu maddeler halinde sıralanmış-
M) nemokralık, laik ve sosyal hukuk ılevleti olan TUrkiye Cumhuri-hedef alan rc|im aleyhtarı faaliyetler karşısında ödün venlmemelı-k
; Anavasa'nın 174 maddesinde koruma altına alman Devrim Kanundan hdun verilmeden uygulanması esastır. Hükümet, icraatında Dev-mYıtalan'na uygunluğu sağlamakla görevlidir.
' Sıvalar, Devrim Yasalan'nın ihlalini oluşturan davranışlar karşısın-Bhvtkete geçmelidirler. Yasaları ihlal eden dergâhlar kapatılmalıdır.
4Sank ve cüppeli giyim şeklinin özendirildiği görülmektedir. Kılık ve ipıinien bu yasaya ters düşen kişilerin onurlandırılmamaları gerekir.
5.Snavasa'nın 163. maddesinin kaldırılmasının yarattığı hukuki boştur, ımcai akımlann ve laikliğe aykırı tutumların güçlenmesine yol aç-anr Bu boşlukları telafi edecek yasal düzenlemeler getirilmelidir.
t E|ıtım polıtıkalannda yemden Tevhidi Tedrisat Kanünu ruhuna uy-gıdgzgıye gelınmelıdır.
' Temel eğitim 8 yıla çıkartılmalıdır.
I İmam-Hanp okulları toplumdaki bir ihtiyacı karşılamak üzere kurül-mkuii Bu ihtiyacın fazlası olan İmam-Hatip okulları, meslek okulları-■teştûnılmelidır.
f Avna koktendıncilerın kontrolünde olan Kuran kursları kapatılarak ttlE^tmı Bakanh|ına bağlı okullarda düzenlenmelidir.
Hl' Devlei daırelennde ve belediyelerde köktendınci bir kadrolaşma ha-<ia*rdûrulmektedir. Hükümet, bu kadrolaşmanın önüne geçmelidir, i Cara rapunı gibi dini konuları siyasi amaçlar için istismar etmeye ; MkoİHİıertuıiu davranışlara son verilmelidir
.1 Pompalı tüfekler kontrol altına alınmalı ve gerekirse pompalı tüfek İrvuaklanmaiıdır Ayrıca, pompalı tüfek sahiplerinin dökümü çıkar
1 Ina'ııı Türkiye’deki rejimi istikrarsızlığa itmeyi amaçlayan çabaları tİBHhbc alınmalıdır. İran’ın Türkiye’nin içişlerine karışmasını önleyici MlİBİar nygulanınaiıdır
*4 Tır, mekanizmasının daha etkin çalışmasını sağlayacak ve yargı I güvence altına alacak, hükümetin tasarruflarından koruya r btr an önce getirilmelidir.
■klan ieMKidc Türk Silahlı Kuvvetler menauplarım hedef alan tah 1,^^*^^***^ avttŞ gftdenmektedır Bu sataşmalar TSK içinde rahatsı/.lı|a
^^hşıyor. Önemli birçok devlet kadrosu ırtıcanın eline geçti. Mülki idR-^Maliye. Yargı ve Emnıyet'tekı kadrolaşma tehlikeli bir boyuta ulaştı ’Uık »e demokratik Türkiye Cumhurıyetı’nı yıkmaya yOnelık faalıyet-lak kimse ilgilenmeyince, Türk Silahlı Kuvvetlen, olaya el kovmaya mec Şar kalmıştır
'Sıyul Ulamt kesim, Milli Güvenlik Kurulu kararlarım uygulatmamak ^cephe oluşturdu. MGK kararları uygulanmadı ve bunlar askerlenn da-nimau olarak sunuldu Boylece Türk Silahlı Kuvvetlen hedef gOstenldı.
"Siyasi İslam, propaganda araçlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlen'nın emir tanuu zincirini çökertmeye çalışmaktadır. Ordu dine karşı imiş gibi gos anlerek, halkla karşı karşıya getirilmek istendi.
‘Sıyad İslam, amacına ulaşmak için bölücü terör örgütü PKK ile de ış-kalıjıyapmaktadır Kurülan şeyhler ordusu PKK ile fıkır birlıgındedır.
"İmci ile mücadele, anayasal rejimin korunması için mücadele haline |dnıştır Bu sinsi bir mücadele değildir. Tehdit büyük boyuttadır. Bunun-kmücadelede memleketini seven kimse tarafsız kalamaz. Anayasa ve Türk dahil Kuvvetler Kanunu ile Yönetmeliği, bize anayasal rejimi koruma ve kııllanu görevi vermektedir. Bu çerçevede, Türk Silahlı Kuvvetlen belirtikli durumdan vazife çıkarmaktadır.
"Bu vazife de şudur: İç Hizmet Yönetmeliğinin 85’incı maddesi geregın-j.Turk yurdu ve cumhuriyetine yönelik iç tehdide karşı gerektiğinde sı-lıhlıkoruma görevi de yerine getirilecektir.
"Özelleştirmede ırtıcaya destek veren şirketlere öncelik tanınmaktadır lombassan, YİMPAŞ, Ülker ve İttifak Holding’e bir yılda dağıtılan teşvikle-Tiıiuian 10 trilyonu aşarken, İslamcı holdinglerin özelleştirmeden de asta pavını aldıkları görülüyor. Özelleştirilen PETLAS’ın, Refahvol’un koru-«naliındakı Kombassan’a yarı fiatına satılması en somut örnektir.
'Faizsiz sistemde çalışan özel fınans kuruluşlarına 6 ay içinde hem aracı taniBi kurma, hem de altın alım-satım ve ithali konusunda izin sağlandı, letabyol, şenatı besleyen İslam! sermayeye, özellikle fınans piyasasında ye-lAıen oluşturabilmesi ve gelişmesi için arka arkaya yeni kapılar açtı.
'Hızme Musteşarlıgı'nın önceki gün yayımlanan tebliğiyle, yurtdışın-Nokşıvekurumlara, altın alım-satım yapma yetkisi verildi. Tebliğ, ozcl-HtTürkmenistan ve Kazakistan'da birçok şirket açan Ihlas ve Nur cemaa-taatııdc gelen ismi FethuUah Gülen’in şirketi Asya Holding e kazandıra-takr.
Dnuıet İşlen Başkanlığı, bilgisiz, hantal, dağınık ve umursamaz bir yattadır
Dıytnetın bu boşluğunu tarikatlar ve Milli Görüş doldurmuştur 'kandı Kuran kurslarındaki öğrenci sayısı 1.685.000'dır. Bu sayı her âtıldı bir iki katına çıkmaktadır. 2001 yılında kaydı tutulan Kuran kurs-•■takı öğrenci sayısı 7 milyona ulaşacaktır.
Sdl Imam-Hatıp Lısesi’nde 492.809 öğrenci vardır Bu okullardan yıl-** 55} ı^enci mezun olmaktadır. Oysa yıllık imam ihtiyacı sadece
rriKİTt'Oa OİÖİŞMFNİN ARAÇI ARI OLARAK YAPISAL OOELIR 2>9
n^anokntık rcıımı tehdit eder duruma gelmesinden ürkerek, venı bir ile'demokrasi" adına tavır koyuyorlardı iRİır‘~~*^‘‘ Libya. Suudi Arabistan ve Ceıavır örnekleri ve
'senai reıımını" Türkiye'ye de ihraç etmek istemesi, daha da ICirt aiçılıf? urenne dayalı bölücü terör yapan PKK örgütünün “siyasal -• Yapması, ordunun “öncelikli durman* sıralamasını etkilemiş ve ^ma «rava vukseltmı^tı
^fcfdolrtıdan ordu müdahalesine muhatap olmuş olan Demirci ise, bu karşısında kalmaktansa, yanında olmayı daha doğru bir tutum say-bır biçimde yenni, ordunun yanında belirlemişti lY hnfinglennın pek çok sonucu oldu. jR^Maıar'ın brifingler aracılığı ile kamuoyu oluşturma çabaları sırasında, partilerden DYP’li bazı parlamenterlerin de içinde bulunduğu Refahyol hükümeti istifa etmediği takdirde, askerlerin fiilen Yönetime doğrudan elkoyacagı konusunda kamuoyunu uyarmaya
• denh vojtundu kı, Ankara’daki gazeteciler 13 Haziran Cuma ge-^^Rfkıa darbe Tapıp yapmadıklarını denetleyerek, uykusuz geçirdiler ı*dıCilar ’ın özellikle seçim kampanyasında seçmene verdiği “Refah ıktı-^Ri»l(Tu" sözüne ters olarak Refah ile kurduğu koalisyon ve Refahyol hu-00mmmiı yapılan bazı uygulamalar, D'YT'lı kimi bakanları ve parlamenter-r at Rdriii etmişti
anımda Refahyol'a karşı çıkarak aleyhte oy veren ve bu nedenle Demokrat Türkiye Partisi’ni (DTP) kuran unlu ve eski Tlkıa aıbndan partide kalarak bir yandan “iktidarın nimetlerinden uzaklaş-öte yandan da, partılennı genel yanlışlardan korumaya yö-, sürekli bir biçimde, ÇiUer’e çeşitli düzeylerde muhalefet göste-
zananlarda DYP içinde Refahyol hükümetine ve hatta Çtller’in ge-karşı bir seçenek oluşturma gayreti içme girmişlerdi.
Dtmırd'ın Çankaya’ya çıkmasından sonra, Çiller’ın Genel Başkan "^■■^aıbüTük rolü ovnayan, Türkiye Odalar ve Borsalar Bırltgı Eski Baş-•''^Eıez. Refahvol Hükümetinde atanmış olduğu Sanayi Bakanlığından Yemden Anayol adıyla anılan ANAP-DYP koalisyonu olmak ^^htkamet seçenekleri aramaya başlamış ve bu etkinliklerinden dolayı ^^•dil«|tı
ba olayiann sonunda ve özellikle 28 Şubat MGK toplantısından Ikarşısında artık Refahyol hükümetinin bitliği ve ÇtUer’ın btr
ıd—atiı ıgı görüşündeydi (Erer, 1997).
^ **‘^üiaş bnfingien. bu tur siyasal oluşumlann üzerine gelince, ka-j hükümetine karşı oluşan tepki, DYP nın de tçını mce kanş-
',^<(iidz*efahıle kurulan koalisyona karşı oluşan “muhalif cephe" Çii-3 ^^**^*^^®* tartışmaya açmıştı
^ Jplı myrtlcrı hakkında istihbarat etkinliklerine giriştikleri, Erbakan’ın ■•^^j^jjkanrna verdiği bir belge ile ortaya çıktı.
^j^y.n'ın Cumhurbaşkanı'na verdiği belge, Genelkurmay’ın açıklamaların-Batı Çalışma Grubu (BÇG) için hazırlanmış olan bir emir müsvedde ^jjjjıvtsı ıdı. Ülke çapında, sivil makamlardan, irticai faaliyetler hakkında bib ^j^nmasına ilişkindi. Alındığı yer Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargâhı, ıst askerliğini onbaşı olarak bu karargâhta yapan, polis memuru Kadir
J^Kİ,
l^ıâirStrmusak, imha edilmek üzere atılan belgeyi almış. Emniyet Genel Mü-istihbarat Daire Başkan Vekili BUlent Orakoglu’na vermiş, Orakoglu ^ ^ Ipşlen Bakanı Meral Akşener’e (1956) iletmişti. Akşener’den ÇiUer’e ve nden belge, sonunda. Cumhurbaşkanına ulaşınca, olay açığa çıkmıştı.
^jıjcneı, Susurluk skandali üzerine görevinden istifa eden Mehmet Agar’ın ^Ipşien Bakanlığına atanmıştı. Çiller ailesine yakınlığı ile bilinen Akşener, ^BDce. Çiller aleyhine yayın yapan gazetelere yolladığı faks mesajı ile, bu ya-jY|UiUnna karşı eyleme geçmek isteyen DYP’li gençliğe hâkim olamayacağını paıüyöneticisi idi.
^gıcr, Bakan olduktan sonra. Emniyet Genel Müdürü'nü değiştirmek iste-■.Ma işlemi yetersiz olduğu için, idare mahkemesinden yürütmeyi durdur-aim ılın Genel Müdür, görevine geri dönmüştü. Bunun üzerine atama ka-aMMUU yeniden hazırlayan ve bu kez işlemleri tamamlayan Akşener, bir gece i^brşL Emniyet Genel Müdürlüğüne baskın yaparak, yeni Genel Müdürü ıMa kohu|una oturtmuştu.
iiad pırtı yöneticisi iken basına karşı tutumu ile, gerekse bakan olduktan «."Enuııyet Genel Müdürü Operasyonu” ile çok eleştiri alan Akşener, tstih-M Hatta Başkanlığına yine tartışmalı bir atama yapmış ve İçişleri Müsteşara kaş çıkmasına karşın, BUlent Orakoglu adında bir emniyet müdürünü bu ■ncbaşkan vekili olarak atamıştı.
İK İmam Hatip kökenli bir polis memuru olan Sarmusak, Orakoglu’nun aak,bızıncınn son halkası olarak, “sivil istihbaratçı” kimliğiyle “sızmış ol->|i’Dtaı Kuvvetleri KomuUnlıgı Karargâhında, “askerlerin müdahale nıyet-“'Mkkada istihbarat topluyordu.
^ aq|a çıktığında, Sarmusak askerler tarafından hapse atıldı, Orakoglu, Alanlından yurtdışı göreve yollandı.
lAn avrıntılann kamuoyuna yansımasıyla, olay büyüdü, Orakoglu, Me-**AHukumetı’nın İçişleri Bakanı tarafından Amerika’dan gen çagnidı ve
»t Akşener’ın belgenin Cumhurbaşkanı’na gidiş sureci sırasında olay-Akrolduklan anlaşılınca, Cumhurbaşkam’nın konuyu tartışmaya açlığı ' Akauıda ÇiUer’in ve Akşener’ın olaydan haberdar olmadıklarına ilış-kamuoyuna açıklandı.
ve Akşener’m doğru söylemedikleri MGK tarafından vurgu ‘*^>*tışmaUr yapılırken, İşçi Partisi Genel Başkanı Oogu Perinçek tara-
21. YCzyilDA TÜBKİYE
fiMkn Çiller’ın Atn«rıkan haber alma örgütünün maaşlı elemanı km Kkbaiar doc stimklu. Gazeteci Emin Çolaşan da bu konuda Huri^' »ndekı nuumuMk ıb bel{e yayınladı (Humyet, İ997c).
Ayın nraiarda gazetea NazL Ilıaüt, Akfam gazetesindeki köse* - ^ Sannosak aracriıgı ile kendıune iletilen belgeyi, Amerika Bırlenk Adana Ba^konaolosuna faksladı|ını ve Birleşik Amenka
Bakanı nın ve Dışişleri Sözcüsü nün, bunun uzenne, Tüncıye'de bir utemedydemıi belırttıkknnı ve yapılmak üzere olan bir darbenin by ^ lendı|ını yazıyordu {Akfam, 1997).
Türkiye Cunıhunvetrmn Başbakanlığını yapmış bir kışı hakkındabş|, diaların kanıtlanma şansı hemen hemen sıfırdı.
Bıittn bu Kİdialann kamuoyunca bilinen tek kanıtı, Amerika Bırleni[j^ n Difişlen Bakanı nın ve [hşışleri Sözcusu’nun, Türkiye'de bir askeridir medıklenne ilişkin olarak yaptıkları açıklamaydı.
Nitekim, Perinçek’ın, ÇiUerTn Amerikan Haber Alma OrgutuOAa^ ajanı oidufu hakkındakı dilekçesi, görev alanı itibarıyla, sivil ve askeri ier arasında bir sure gidip geldikten sonra, takipsizlik kararı ile sonuçlınd Bu olaydaki ilginç olan nokta, iddialar değildi. Olayın ilginç tarafı, bu kan hakkında ileri sunilen bu tür iddiaların çok panili düzene geçıldikin a na kamuoyunda ilk kez ciddiye alınmasıydı. Bu ciddiye alınma, Çiller'uı l» hnda başlayan Başbakanlık ve Başbakan Yardımcılığı döneminde u^raınşaıt presti) kaybının önemli bir göstergesiydi.
Aslında olay, Ozal-ÇUler geleneğinin etkilerini açıklamak bakımından m, rece ilginç bir örnek oluşturuyordu.
Gerek Susurluk, gerekse Sarmusak olaylan. Başbakanların, artık dkrMi vctkılen, hukuk ve yasa dinlemeden, doğrudan kendi istekleri doğrultum *^i” bu biçimde kullandıklarının en güzel örnekleriydi.
Ozal’ın kendi gucunu pekiştirmek için polis içinde başlattığı ‘özel loks orgutu* modelinin (Gdunen, 1997), Çiller yönetimi tarafından çokdaham ve etkin olarak kullanılmış olduğu anlaşılıyordu (özdemir, 1997,430-432 Pek doğal olarak her iki olayda da yapılanlar, üst düzey politikacılar uniw verden emirlere uygun okluğu için, yasadışı iş ve işlem yapan devlet gornklsı kaMim kaçaklan, hiçbir denetime tabi olmuyor, tam tersine, yine bu poHtsır analı|ı ile devlet tarafından korunuyorlardı.
lo “denetnmız, yasadışı destek” insanlan, uyuşturucu ticaretine, adamım ftife «tenıeye, cinayet işlemeye ve sivil istihbaratçı olarak, ordu aleykak^l MpİMHjra kadar her turlu eyleme
fm fk bişuda Mesut Yıhnaz ’ın Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkam m' Raporu”, devletin içindeki bu tur ilişkilerin varligmır I göuenyordu.
iin ürettiği, “mukaddes devlet" ya da “kapalı dolP *
’ tarafından üretilen sonuçlan olan bu skandaSa '^
121. yteyıbn bir ideali olarak Türkiye'nin gündeme
Tt'MICİVt'DE DEĞI$MFNİN ARAÇLARI OLARAR YAPISAL ÖL.ELRR
destekli ANAP DSP dtp KOALİSYONU If DYP kotlisyonunun ortaklan arasındaki nöbet defışıklı|tnın t«tıvlnı* aittin*^ kamuoyunda, ‘'dönüşümlü başbakanlık* formulö gündeme gelıntş ıanıhui't>*>i‘>öi bu tartışmalara, Başbakan istifa ettiği takdirde bu konuda. M-^■Snıyısanın gereklerini yapacağını* söyleyerek yanıt vermişti la başka deyişle. Demirel, “dönüşümlü başbakanlık* diye bir koşulu kabul et-^^Rigını re Erbakan’ın istifası üzerine, hükümeti kurma görevini otomatik ^Mfdö'tekı sandalye sayısına göre uçuncU sırada olan ÇiUer’e vcrmeyebıle-^huKtumıışlı
İl nedenle Erbakan, istifası ile birlikte, Demirel’e bir de. Refah’lı ve DYP'lı liBİIrtvekılı tarafından imzalanmış olan ve Çiller’ın başbakanlığındaki Refah-nMİameıınm desteklendiğini belirten bir de belge vermişti.
Meduiebır hükümetin güvenoyu alabilmesi için, sadece oylamaya katılanla • Rİşn^nlugu arandığı halde, 550 sandalyede 278 imza, Meclis’in tam kadro-JRH alt çoğunluğu olarak, herhangi bir hükümetin güvenoyunu garantileyen Rnlundı
[kanmn Demirel'e verilmesiyle birlikte basında, bu imzaların bir bölümünün bir bölümünün ise yanlışlıkla atıldığına ilişkin dedikodular da yer aldı.
Dmiıtl, hükümet kurma görevini. Anayasa hükümlerine ve siyasal gelenekle-•IRt.Meclıs'tekı ikinci büyük partinin lideri olan Mesut Yılmaz’a verdi.
Iıında, DYP’deki çözülme büyük bir ivme kazanmıştı. Milletvekilleri, art arla [»rtılerınden istila ediyorlar ya da Yılmaz’ın kuracağı hükümete güvenoyu mctklmniiçıklıyorlardı.
Iıtnkan ve Çiller ise, kendisine sunulan 278 imzalı dilekçeye karşın Demirel’ın ^Ritelkurma görevim Çiller’e vermeyişini, bir “gasp” olarak niteliyorlardı.
CIkvt Erbakan, yakın tarihten örnekler vererek, Ecevit’in on bir bağımsız *Xilneş Motel de’ buluşarak yaptığı anlaşma sonunda kurduğu hükümeti kas «iYılmaı'ın kuracağı hükümete “Güneş Motel" hükümeti, diyorlardı.
»ktkuı ııe, bir zamanlar, Süleyman Demirel’ın beğenmediği hükümet mo İMİ deştmrken kullandığı “Çankaya Hükümeti" adını vermişti Ydmaz’ın
bno her ıkı lider de, Türk siyasetinde gelenekselleşmiş bir eleştiri ifadesi ■‘nılletvekılı pazarlan” kavramının yeniden gündeme geldiğinden şıkiyet.canlı hayvan fiyatları yazdı.

canlı hayvan fiyatları - canlı hayvan fiyatları - canlı hayvan fiyatları - canlı hayvan pazarı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder